bookmate game

Tamer Demirdelen

  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    Beynimizin yüzde 5’ini kullanabiliyoruz” lafı ne kadar da tanıdık değil mi? İsrafın en büyüğünü ziyan ettiğimiz ekmeklerle değil, gerçek kapasitemizi kullanmayarak yapıyoruz
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    “Birine bir şey öğretemezsiniz...
    Yalnızca onu kendi içinde
    keşfetmesine yardımcı olursunuz.”
    —Galileo Galilei
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    Doğru soruyu soran istediği cevabı alır. Nasıl mı?
    İki arkadaş hararetle tartışıyormuş: Tartıştıkları konu, sigara içerken İncil okunup okunamayacağıymış. Papaya sormaya karar vermişler ve sırayla sorularını sormuşlar. Biri olumsuz cevap alırken diğeri izin almayı başarmış. İzin alamayanın sorduğu soru:
    – Papa hazretleri, İncil okurken canım sigara içmek istiyor, içebilir miyim?
    – Oğlum, İncil okurken Tanrı’ya odaklanmalısın. O yüzden İncil okurken sigara içilmez.
    İzin alanın sorduğu soru ise:
    – Papa hazretleri, sigara içerken canım İncil okumak istiyor, okuyabilir miyim?
    – Oğlum, her nerede ve ne koşulda olursan ol, İncil okuyabilirsin.
    Kıssadan hisse:
    Esas olan, aldığın cevap değil, sorduğun sorudur
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    “İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına
    ikna etmekten daha kolaydır.”
    —Mark Twain
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    “Güç seninle olsun”
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    “Şu mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler”
    (Şu balıklar ki denizin içindedir, denizi bilmezler)
    —Hayali
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    Çocuk aklımızla her şeye gücümüzün yeteceğine inanan ve bunu deneyen bizler, yıllar geçtikçe neden yapamayacağımız hakkında neredeyse kitap yazacak hale geliyoruz
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    Yaşlı bir Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşan iki kurt köpeğini izlemektedir. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtır ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli dedesinin kulübesi önünde boğuşmaktadırlar. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğidir bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünür, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışır. Merakla dedesine sorar. Yaşlı reis, bilgece gülümseyerek torununun sırtını sıvazlar:
    “Onlar benim için iki simgedir evlat.”
    “Neyin simgesi?” diye sorar çocuk.
    “İyilik ile kötülüğün simgesi. Tıpkı şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.”
    Çocuk, sözün burasında “mücadele varsa, kazananı da olmalı” diye düşünür ve çocuklara has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekler:
    “Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?´
    Bilge reis, derin bir gülümsemeyle bakar torununa.
    “Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem o!”
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    “İnsanlar, onlara ne söylediğinizi unutabilirler.
    İnsanlar, onlara ne yaptığınızı da unutabilirler.
    Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar!...”
    —Maya Angelou
  • Nermin Allahverdiyevaciteerde uit2 jaar geleden
    Leonardo da Vinci “Son Akşam Yemeği” isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaşır. İyi’yi İsa’nın bedeninde, Kötü’yü de İsa’nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona ihanet eden Yahuda’nın bedeninde tasvir etmek zorundadır. Resmi yarım bırakarak bu iki kişiyi çizerken model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başlar. Bir gün bir koronun verdiği konser sırasında, korodakilerden birinin İsa tasvirine çok uyduğunu fark eder. Onu poz vermesi için atölyesine davet eder, sayısız taslak ve eskiz çizer. Aradan üç yıl geçer. “Son Akşam Yemeği” neredeyse tamamlanmıştır, ancak Leonardo da Vinci henüz Yahuda için kullanacağı modeli bulamamıştır. Leonardo’nun çalıştığı kilisenin kardinali, resmi bir an önce bitirmesi için ressamı sıkıştırmaya başlar. Günlerce aradıktan sonra Leonardo vaktinden önce yaşlanmış genç bir adam bulur. Paçavralar içindeki bu adam kendinden geçmiş bir durumda kaldırıma yığılan bir sarhoştur. Leonardo, yardımcılarına adamı güçlükle de olsa kiliseye taşımalarını söyler. Çünkü artık taslak çizerek vakit kaybedecek durumda değildir. Kiliseye varınca yardımcılar adamı ayağa dikerler. Zavallı sarhoş neler olduğunun ayırdında değildir. Leonardo adamın yüzünde görülen inançsızlığı, günahı resme işlemeye başlar. Leonardo işini bitirdiğinde, o zamana kadar sarhoşluğun etkisinden kurtulmuş olan berduş gözlerini açar ve bu harika duvar resmini görür. Şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle şöyle der:
    “Ben bu resmi daha önce gördüm...”
    “Ne zaman?” diye sorar Leonardo şaşkınlıkla.
    “Üç yıl önce” der adam. “Elimde avucumda olanı kaybetmeden önce... O sıralarda bir koroda şarkı söylüyordum. Pek çok hayalim vardı. Bir ressam beni İsa’nın yüzü için modellik yapmak üzere davet etmişti...”
    “İyi ve Kötünün yüzü aynıdır...
    Her şey, insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır...”
    —Paulo Coelho
fb2epub
Sleep je bestanden hiernaartoe (maximaal 5 per keer)