tr
Fyodor Dostoyevski

Budala(Antik)

Meld me wanneer het boek is toegevoegd
Dit boek lezen upload een EPUB- of FB2-bestand naar Bookmate. Hoe kan ik een boek uploaden?
  • b9420079267citeerde uit2 jaar geleden

    “Evet, ismi Nikolay Andreyeviç Pavlişçev’di” diye cevapladı sarışın genç ve her şeyi bilen beyefendiye dikkatle baktı
  • b9880406359citeerde uit3 jaar geleden
    zira çoğu kez insanlar arasında ortak noktalar yokmuş gibi görünse de aslında vardır. Bu, kişilerin biraz da tembelliğinden, yarım gözle bakma alışkanlığından kaynaklanıyor; hemen karşısındakine bir yafta yapıştırıp hiçbir şey görmüyorlar
  • Yu Liiaciteerde uit4 jaar geleden
    Sağda solda oyalanma.
  • Sym Anonimciteerde uit4 jaar geleden
    bazen insanların bir yakınlarının zavallılığından duydukları memnuniyetten doğan patavatsız bir gülüşle:
  • b3713569266citeerde uit5 jaar geleden
    Önemli olan yalnızca hayattır. Hayata durmadan, tekrar tekrar yeniden başlamaktır önemli olan, bulup dinlenmek değil…
  • b9935707177citeerde uit5 jaar geleden
    enden daha fazlasını isteyemez. Belki burada da bana bir çocuk gözüyle bakacaklardır, ama olsun! Herkes nedense beni budala sanıyor; eskiden çok hastaydım, o zamanlar gerçekten de budalaya benziyordum, ama şimdi beni budala saydıklarını anladığıma göre, gerçekten budala olabilir miyim? İnsanların arasındayken ‘Beni budala sanıyorlar, oysa akıllıyım ben, kimse bunu görmüyor…’, diye düşünüyorum. Sık sık düşünürüm bunu.
    “Berlin’deyken çocukların bana yazdığı mektupları alınca onları ne denli sevdiğimi anladım. İlk mektup elime geçince çok kahırlandım. İstasyona beni uğurlamaya gelirken öyle üzgünlerdi ki… Son bir ay sürekli, ‘Léon s’en va. Léon s’en va pour toujours!’5 diyorlardı. Eskiden her akşam yaptığımız gibi o akşam da şelalede toplanmıştık, herkes ayrılıktan söz ediyordu. Bazen eski neşemiz yerine geliyordu. Ancak gece ayrılırken, bana daha sıkı, daha içten sarılıyorlardı. Bazıları gizlice evime gelip benimle vedalaşmışlardı. Yola çıktığımda hepsi benimle istasyona gelmişti. İstasyon köyden yaklaşık bir verst uzaktaydı. Ağlamamak için kendilerini zor tutuyorlardı, ama çoğu, özellikle kızlar sesli sesli ağlıyorlardı. Treni kaçırmamak için acele ediyorduk, yine de zaman zaman çocuklardan biri yolun ortasında ansızın durup üzerime atılıyor, küçük kollarıyla boynuma sarılıp beni öpüyordu. Bütün kalabalık durmuş bize bakıyor ve acelemiz olmasına rağmen bu vedalaşmanın sona ermesini b
  • b9935707177citeerde uit5 jaar geleden
    Yabancı olan her şey beni öldürüyordu. İçinde bulunduğum bu karanlıktan ancak İsviçre’ye girerken, Basel’de, pazardaki bir eşeğin anırmasıyla kurtuldum. Bu eşek beni çok etkiledi ve nedendir bilmem, çok hoşuma gitti. O anda kafamın içi birden aydınlandı.”
    “Eşek mi? Bu çok tuhaf,” dedi Generalin karısı. “Gerçi neden tuhaf olsun ki, aramızda bir eşeğe âşık olanlar da var,” diye ekledi, gülen kızlarına öfkeyle bakarak. “Mitolojide bile böyle aşklara rastlanır. Devam edin Prens.”
    “O zamandan beri eşekleri çok severim. O güne dek hiç eşek görmemiştim; bu yüzden eşeklerle ilgili bilgi edinmeye başladım. Eşeklerin çok faydalı, çalışkan, güçlü, sabırlı, kanaatkâr ve cefakâr hayvanlar olduklarını öğrendim. Bu eşek sayesinde bütün İsviçre’yi sevdim ve önceki kederli halimden kurtuldum.”
    “Bütün bunlar çok ilginç, ama başka konulara geçelim. Aglaya, neden sürekli gülüyorsun? Ya sen Adelaida? Prens, eşekle ilgili hikâyesini çok güzel anlattı. O bir eşek görmüş; oysa sen gördün mü? Yurt dışına bile çıkmadın, öyle değil mi?”
    “Bir eşek gördüm ben, anne”
fb2epub
Sleep je bestanden hiernaartoe (maximaal 5 per keer)