Dünya ne garip, ne garip bir şeydi. Bazan adam, yirmi üç yaşında birdenbire ne kadar ihtiyar, ne kadar bütün dünyayı kavrayan bir tecrübeye sahip oluyordu.
kitab_21citeerde uit7 jaar geleden
Muallime Hanım, namus kadının yüzünü açıp açmamasında değildir. Din de peçe demek değildir. Öyle kapalı kadınlar vardır ki kapı arasından her türlü rezaleti yaparlar. Onun için yeni Hoca Hanım’a yüzü açık diye kasabanın hücuma hiç hakkı yoktur.
şəms.citeerde uit5 jaar geleden
Dede, Velâdet’le444 başladı:
Âmine Hatûn Muhammed anesi
Ol sedeften doğdu ol dür dânesi
Çünki Abdullah’dan oldu hâmile
Vakt irişti hefte-vü eyyâm ile.
şəms.citeerde uit5 jaar geleden
“Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billâhi!”
şəms.citeerde uit5 jaar geleden
İyilik, çocuk gibi azâbdan, fedakârlıktan, belki de ölümden doğardı.
şəms.citeerde uit5 jaar geleden
Demek memleket ve maksat, insandan yalnız vücudunu, yalnız hayatını istemiyordu. Bunların bin defa fevkinde879, bunların heyecanını oyuncak yapan aşkın pahasını istiyordu.
şəms.citeerde uit5 jaar geleden
Fakat veyl846 o kadına ki, kalbini böyle bir adama, iradesini böyle bir fikir esirine uydurmuştur. Çünkü fikriyle sevgilisi karşı karşıya geldiği zaman, her ne ıstırap ve gözyaşı mukâbilinde olursa olsun, mutlak feda edilecek olan, sevgilidir.
şəms.citeerde uit5 jaar geleden
“Kârbanı aşk ıssız bir beyabandan geçer.”
şəms.citeerde uit5 jaar geleden
Zavallı küçük kız bilmiyordu ki, aynı kudretle birbirine [bağlı] olan büyük aşkların hepsi masallardadır. Kendi bâkir kalbinin taşıdığı, bütün dünyasını dolduran aşk sahrasında tek ve yalnızdır.
şəms.citeerde uit5 jaar geleden
Aliye kasabadan çok, hayattan çok, belki belki (dudakları titriyordu) memleketinden çok, Tosun’u seviyordu.