bookmate game

Nobel Ödülü Kazananlar

Bookmate
11Boeken442Volgers
    Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Ve Durgun Akardı Don, Don bölgesinin destanıdır. Eser, bir Kazak ailesi ekseninde Don bölgesini ve savaşın, devrimin ve iç savaşın bölgeye yansıyışını çok yönlü, derinlemesine ama sade bir dille anlatır. Birinci ciltte Don Kazakları'nın Çar dönemindeki yaşam koşulları, gelenekleri, görenekleriyle dile getirilir. Bu cilt, nehir romanının kahramanlarını ve ruh durumlarını da tanıtır. İkinci ciltte, Birinci Dünya Savaşı, 1917 Ekim Devrimi'yle, roman kahramanlarının bu olaylardaki durumuna ayrılmıştır. Üçüncü ve dördüncü ciltlerde Don Kazakları'nın ayaklanmaları, Don bölgesinde kurulan bağımsız cumhuriyetler, İç Savaş ve Avrupa'nın bu iç savaştaki rolü irdelenir. Bu kargaşada savrulan kahramanlarla canlı bir belgesel ve çağdaş bir destan sergiler Şolohov. Bozkır çiçekleri kadar canlı ve birbirine benzemez insanlarıyla, yaşanmışlığın sahiciliği ve olağanüstü anlatımıyla Ve Durgun Akardı Don, bütün zamanların en önemli romanlarındandır.
    Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Amerikan rüyasının bir çılgınlığa dönüştüğü yıllarda Doktor Frederick von Kammacher'in İngiltere üzerinden Amerika'ya seyahati, bir White Star Denizcilik gemisi olan Roland ile başlar. Transatlantiklerin teknolojide birbirleriyle yarıştığı, görkemli bir mühendislik döneminin son harikalarından biridir Roland. Kammacher ise tam da rasyonel aklın üstün görüldüğü ve bilimin, sanatın ve felsefenin el üstünde tutulduğu bir dönemi hem bir doktor, hem de saygın bir beyefendi olarak temsil eden önemli bir figürdür. Roland ile yolculuk başladığında, gemideki üç katmanlı sosyal yapılanma ayrıklaşmaya, sınıfsal ve cinsiyete dayalı sosyal parçalanma kendini belli etmeye ve bu farklılaşmaya şiddetle karşı çıkan Kammacher gibi rasyoneller de kendilerini açık etmeye başlamaktadır. İşlerin sarpa sarması, yakalandığı fırtınada geminin motorlarının bozulmasıyla başlar ve böylece hem trajik bir insanlık dramı ortaya koyar yazar, hem de korkuyla karışık bir pişmanlık halinden hareketle sadece toplumsal değil, antropolojik de bir tartışmaya girişir. Teknoloji mabedi Roland bir başka gemi ile çarpışır ve kazadan kurtulanlar da Amerika'nın her değeri paraya tevdi etmeye çalışan sistemi ile yüz yüze gelecekleri New York'a varırlar. Hikâye akışının hızlanması ile birlikte, doyumsuz bir edebi tat ile yüksek entelektüel kapasiteli bir zihnin anlatım yeteneği okuru kendisine hayran bırakmaya başlar. Nobel Edebiyat Ödülü, Goethe Edebiyat Ödülü ve Almanya Onur Ödülü gibi pek çok ödüle sahip olan Hauptmann'ın tüm külliyatı okunmaya değerdir.
  • niet beschikbaar
  • Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
  • niet beschikbaar
  • Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Gülmek, yani insanın hoşuna ya da tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurması. Hemen her gün farkında olmadan, üzerinde durmadan defalarca yaptığımız bu eylem ünlü Fransız filozof Henri Bergson'un dokunuşu ile bir felsefe sorusu haline geliyor: İnsan niye güler? Bergson kitabının daha ilk satırlarında, kendisinden önceki filozofların bu konuyu derinlemesine ele almamalarına da şaşırdığını söylüyor. Genel olarak komiğin anlamı üzerinde duran Bergson gülmenin nedenlerini gerekçelendirirken özel olarak ise topluma uyumsuzluğun neden gülmeye yol açtığının yanıtını arıyor. Bu küçük kitap her ne kadar komiğin anlamı üzerine denemelerden oluşuyor da olsa bilimsel yaklaşımı, vardığı sonuçlar itibarıyla insanı şaşırtan, umulmadık yerlere götüren sürükleyici bir metne dönüşüyor.
  • niet beschikbaar
  • Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Salka Valka, İzlanda edebiyatında yeni bir sayfa açan canlı, destansı edebî yaratıcılığından ötürü, 1955 yılında Nobel Edebiyat ödülüne değer görülen Halldor Laxness'in başyapıtıdır. Laxness, bu romanında okuru, İzlanda'nın dondurucu soğuğunda titreyen küçük bir balıkçı kasabasında, ahlâk anlayışları çökmüş, ama dinî duygularla şişirilmiş balıkçıların acı dolu hayatlarıyla yüz yüze getirir, güçlü bir kadının zorlu hayat şartlarını ve mücadelesini gözler önüne serer. Çocukluğunu yaşayamadan büyümek zorunda kalan Salka adlı genç kızın merkezinde yer aldığı romanda, yoksulluk, sömürü ve çaresizlik çok çarpıcı bir tarzda tasvir edilir. Salka, annesi Sigurlina'yla birlikte, kuzeydeki evlerini terk edip, İzlanda'nın güneyine, daha iyi bir hayat özlemiyle yola çıkar. Ama Oseyri adındaki küçük bir köyde mola vermek zorunda kalırlar ve bir daha da oradan ayrılamazlar. Sigurlina ne kadar iradesiz biriyse, kızı da o kadar güçlüdür. Güçlü iradesi, yoksulluğa karşı başkaldırının ön saflarına taşır Salka'yı.
  • niet beschikbaar
  • Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    «Tutanak, Fransa'da edebiyatın eleştiriye yöneldiği, kendi üstüne döndüğü, kendini görmek için baktığı aynalarda kaybolduğu bir dönemde, 1963 yılında yayımlandı. Le Clézio «dünyanın yeni bir hikâyesi»ni anlatıyor, kahramanı Adam Pollo yeni bir gerçekliği yaşıyordu. Pollo, başkalarınca belirlenmiş, istendiğinde askıya alınabilen bir zaman ve uzam sürecine sürükleniyor; canlanan, alevlenen, dayanılmaz parlaklığa ulaşıp enerjiye dönüşen maddelerden sarhoş oluyordu. Uyumsuz, biçimsiz bedenini o köşeli, ışıklı, geometrik maddeler arasına yerleştirmek, uyum'u yakalamak için insanlığın sorgulamadan kullandığı bütün düşünce ve sistemlerini deniyordu. Anlattığı hikâyeyle sanki tarihten öç alıyor, aynı zamanda modernizmin sancılarını da dile getiriyordu. Ama değişik bir anlatım, değişik bir yazı tarzıyla… Ne geçmişi ne de geleceği olan Adam Pollo'nun iç dünyasında olup biten bütün duygu sarsıntılarını hassas bir sismografik aygıt gibi ölçen, telaşlı ama doğal bir yazı. Modernizmi yetkinleştiren, dünyanın bireysel bilinçte yaşadığı depremi kayda geçiren bir yazı ve akıp giden bir hikâye, Tutanak.
  • niet beschikbaar
  • Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Nobel ödüllü Pearl Buck'un ünlü romanı Çin Sarayında Bir Bakire, saraydaki iktidar mücadelesinin, entrikanın akıllara durgunluk veren yüzünü sürükleyici üslûpla ortaya koyuyor.
  • niet beschikbaar
  • Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Ünlü Fransız felsefeci Henri Bergson'un düşünce tarihinde özgün bir yeri vardır. Bergson'a göre, gerçekten varolan şey madde, cansız varlık değildir; gerçeklik süredir ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir. Zaman bir birikimdir. Gelecek hiçbir zaman geçmişin aynısı olamaz, zira her adımda yeni bir tecrübe ortaya çıkar. O, bilinçli bir varlık için var olmanın değişmek olduğunu kabul eder, zira değişmek olgunlaşmak demektir; olgunlaşmak ise, sonsuzca kendi kendini yaratmak demektir. Bu, yalnızca bilinçli insan varlığı için değil, fakat bütün gerçeklik için böyledir. Bergson gelişmeyi, ancak süre olarak anladığımız takdirde her şeyi berraklığa kavuşturabileceğimizi söyler.
    Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Nasıl bir şiir? Saf olmayan bir şiir. Şöyle anlatıyor Neruda bu şiiri: Tere batmış, dumana gömülmüş, zambak ve sidik kokan, ticaretin ezmeye çalıştığı, yasaların içinde, yasaların ötesinde bir şiir; üstümüzdeki giysiler gibi sabun lekeleri taşıyan, gövdelerimiz gibi karışık bir şiir; utanç verici davranışlarımız gibi, gözlerimiz, bilgiçliğimiz gibi, kinimiz, aşkımız, antlarımız gibi, siyasal bağlanmalar, kafa tutmalar, kuşkular gibi, sözlerimiz gibi, hayvanlar gibi, kararlar, vergiler gibi karman çorman, saf olmayan bir şiir; sonunda güvercinin pençesiyle perçinlenen kusursuz bir şiir; üstünde buz izleri, diş izleri bulunan, terimizle, belki de alışkanlıklarımızla hafifçe ısırılmış, dokunmanın yüce isteğini taşıyan, bu arada «eşyanın kötü tadını taşıyan bir şiir».

    Ama anlaşılıyor ki, Neruda eşyanın kötü tadına bağlamıyor şiirini, şaire ondan korkmaması gerektiğini söylüyor. Böylece bağlanma ile şiir sanatındaki özgürlük arasında bir uzlaşma, bir uyum sağlamaya çalışıyor. Yaşanan hayatı görmek istiyor şiirde. Bununla yetinmiyor. Yaşanacak hayatın güçlü izlerini de taşısın istiyor şiir. Ek bir dünya yaratmak değil onun şiirden beklediği; dünyamızı büyütmek istiyor.
  • niet beschikbaar
  • Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Doris Lessing’in bu iki ciltlik otobiyografisi, okuyucuya bir yazara ve onun yazın sürecinin derinliklerine temas etme fırsatı vererek, bunun yanı sıra Soğuk Savaş döneminin siyasal, sanatsal ve toplumsal yaşantısına dair eşsiz bir portre çiziyor.
  • niet beschikbaar
  • Bookmatevoegde een boek toe aan de boekenplankNobel Ödülü Kazananlar7 jaar geleden
    Kralın Düşüşü Hans Christian Andersen, Søren Kierkegaard ve Karen Blixen'le birlikte adı anılan dört büyük Danimarka yazarından biri olan Johannes V. Jensen'in en önemli yapıyı. 15. Ve 16. Yüzyıllarda, yaşayan Mikkel Thøgersen ve Danimarka Kralı II. Christian'ın dönemini ele alan bu Kralın Düşüşü ilk başta tarihi bir romanı andırsa da, çarpıcı ve sürükleyici yapısıyla, etkili diliyle insanın doğasına ait zirveleri betimliyor. Yer yer epik yapısıyla, insana ait bir çok gizi taşıyor.
fb2epub
Sleep je bestanden hiernaartoe (maximaal 5 per keer)